10 Ocak 2008 Perşembe

SOYAĞACI

(Dün gece Mert ile ailemizdeki isimlere kafiyeli tekerleme uydururken aklıma bütün olarak bir şiir yazmak geldi. Ve işte İstanbul’daki ailemin isimlerini çağrıştıran mizahsen şiirimiz:)

SOYAĞACI
Hepimizin bu bahçe; ailemizin sevgisi
Aramızda olmasa da, unutulur muydu ismin RAHMİ
Aklımdaydı hep bahçeyle ilgili bir düşünce
‘Bugüne kısmetmiş ‘ dedi, VESİLE

Hafta sonu aklıma geldi bir fikir
‘İyi düşünmüşsün’ dedi, BEKİR
Göç etmeden Turnalar ve Leylek
Bahçeyi ekelim işine ‘olur’dedi, DİLEK
İlk torun olarak getirdi bize uğuru
Adını çiçek kokusundan aldı BURCU
Güzel görünse de içinde vardı hep kurt
Elma ağacını kesince, üzüldü AYKUT

Çiçek ekilse bahçe olurdu zarif
Deyince, bir torba toprak getirdi ARİF
Her bir fidana koyduk sopadan direk
Yardım etti kocasına bu işte MELEK
Çok çalışmalıydık, çıkmadan yıldızlarla ay
Koşarak bahçeye geldi SİMAY
Fidanlara destek diye elinde bir demir
Tehlike yaratır dedik, bulursa onları EMİR

Biraz da eksek mi sıra sıra nane
Yaptığı çorbalara serper MİNE
Nane arsız bitkidir; olmasın bahçede dert
Neyse, konu komşuya dağıtır onları MERT

Bahçe hepimize yeter, istersen koştur bir at
Gerçek sanıp, midilli tavsiye etti MURAT
Yorgunluk çayı çekti canımız; koktu burnumuza dem
Mutfaktan seslendi; ‘çay hazır’ diye MELTEM
Şen kahkahalar vardı çok şükür bahçemizde
En küçüğümüz de aramızda, şimdilik SUDE.

Bir bahçeden nasıl çıktı bu hikaye
Soyağacını döktüğümüz işte bu bizim aile...

(OCAK / 2008 MİNE- Mizahsen şiirimiz)