7 Haziran 2023 Çarşamba

 

EN KARLI ALIŞVERİŞ ; TEBESSÜM

Duygusal biriyim belki ama dilencilere para verecek kadar değil !

Yol kenarlarında mendil satanları atlamam ama …Mutlaka alırım.  Bir şey satıyor hiç olmazsa; para kazanmak için diye…

Üç gün önce yol kenarında gördüm o mendil satan 9-10 yaşlarındaki erkek çocuğunu…Saçları yeni traş edilmiş; son moda, arkası kazınmış modelde. Üstü başı, eli yüzü düzgün. Bunu meslek edinmiş ailelere benzemiyor; daha çok geçici harçlık çıkarıyor gibi. Öyle sevimli yüzü var ki; yakışıklı bile denebilir. (Çocukluktan çıkıp , Genç olma yoluna az kalmış olduğunu düşünürsek) J              Kırmızı ışıkta durunca, mendili uzattı , hiçbir şey demeden.              (dilenciler gibi , -bir yardım abla- veya – Allah rızası için alın- vs. dese itici gelirdi belki bana). Yüzü çok sevimliydi, belki de oğluma olan düşkünlüğümden mi, sevimli geldi bu erkek çocuğu bana ?

Arabamda bozuk para kutusuna daldırdım elimi; avucuma sığdığı kadar para alıp uzattım. Sessizce alışverişi bitirdik. Masum bakışlarla ve amacına uygun olarak.

Ertesi günü, aynı saatte , aynı trafik ışıklarında yine duruyordu. Bu defa para dışında onu mutlu edecek bir şey vermek istedim. Çocuktu nihayetinde ve çocuk sevindirmek en sevap kazanılan, insana en mutluluk verici şeydi benim inancıma göre… 2 gün önce seyahatten dönerken hava alanında aldığım kapalı çikolatayı buldum çantamda. Kendi kağıdına sarılı, jelatinli idi yani. Bu yüzden alır diye düşündüm.

Yine mendili uzattı, hiçbir şey demeden, yine daldırdım bozuk para kutusuna elimi, bir miktar çıkardım verdim. Hemen arkasından, 'buyur' diyerek çikolatayı da uzattım. Şaşırdı ama aldı. Geriye doğru yürürken açmaya başladı. Dikiz aynasından, güneş gözlüğümün arkasından baktım; avucunun içinde gizleye gizleye ısırdı.. Belki de benden çekindi; ‘hemen de açıp yedi’ diye düşüneceğimden korktu.

3.günü aynı saatte , aynı trafik ışıklarında yine duruyordu. Bu defa yanımda ona verebileceğim çikolata vs. yoktu ama cama yanaştı, mendili uzatırken öyle güzel tebessüm yapıyordu ki; sadece bozuk paraları verdim. Ama o gülümsemeye devam ediyordu; tebessümü bana bedavaya vermişti...

Makineye bağlanmış gibi her gün aynı şekilde, mendil-para,        para-mendil alışverişinin dışında, bir çikolata,  çocuklar için dayanılmaz olan bir ikram hoşuna gitmişti. Onun kazandığı çikolata hazzının boyutunu bilemem ama benim aldığım bu tebessüm, iş yorgunluğumu atmış , gecemi güzel bitirmeme neden olmuştu. Benim için en karlı alışverişim olmuştu bu tebessüm…

Tekrar göremedim mendil satan çocuğu. Ama her gün arabamda ona ya da başka mendil satan çocuklara verebileceğim küçük , şaşırtıcı hediyeler bulunduruyorum. Bir gün daha bir çocuğu mutlu etmenin karşılığı olarak alacağım tebessümleri düşünerek…          

 (06/06/2023 Kozyatağı-Kadıköy)

 

15 Mart 2016 Salı

20 Yıl Sonraki Mert'e...


                                                                                                                          13/03/2016

(Türkçe dersi ödevi olarak; Oğluma 20 yıl sonraki kendinize mektup yazın demiş öğretmeni. Ben de oğlum Mert’in ağzından, 20 yıl sonraki kendisine yazdım.                                                         Yazdım, sonra da okuyup, ağladım ! )

2o yıl sonraki ben,

Gördün mü bak! İnsan hedef koyunca, başaracağım deyince hiçbir engel olmuyormuş önünde….

Daha ilkokuldan beri , arkadaşların meslek nedir bilmeden ‘ben mimar olacağım’ dedin ve başardın! Ortaokul çağlarında , belki de sırf Ankara’da doğduğun için, Ankara’da bulunan ODTÜ(Ortadoğu Teknik Üniversitesi)’ne gitmek istedin. O zamanlar bilmesen de en iyi üniversitelerden birini seçmiştin zaten.  

Tabii ki başarmak için çok çalışmak gerekiyordu. Sen de çalıştın, bir öğrencinin görevi nedir , bildin.. Ders çalışmaktan bunaldığın zamanlar da oldu. Ama sen sabrettin bunların geçici bir sıkıntı olduğunu, gelecekte rahat edeceğini tahmin ettin.

Hem kendi emeklerini, hem de ailenin emeklerini boşa çıkarmadın. Bazen sevdiklerini mutlu etmek , daha çok mutlu edebilir insanı. Sen de annene ‘artık mimar oldum’ dediğinde sevinç gözyaşlarını görünce başarmış bir insanın mutluluğunu yaşadın..  ‘Bir şeyi çok istiyorsan , hayal etmelisin’ diye bir söz duymuştun.  Sen de hep bu hayalle yaşamadın mı ? İç mimar olmak isteyen kuzenin ile birlikte açacağınız mimarlık ofisinin hayalini kurar, adını bile ortaokul çağlarında düşünürdünüz. Gittiğin diğer şehirlerde binaların şekli dikkatini çeker, senin hayalini destekleyen annen bile, sana bildiği kadarıyla, Bolu evlerinin çatısı neden dik yapılır anlatmaya çalışırdı.

Şanslıydın; seni seçtiğin meslekte destekleyen bir ailen vardı.. Onlar da şanslıydı; senin gibi mantıklı  seçimler yapan, attığı adımları bilinçli basan çocukları vardı… Keşke her çocuk hayal ettiği güzel bir mesleğe, geleceğe sahip olsa idi… Ama bunun için, birkaç faktörün bir araya gelmesi gerekiyordu : iyi bir aile, çalışkan ve  sorumluluk sahibi bir çocuk, okuma imkanları, çevre vs.

Bugünlere gelmende bu faktörlerin de etkisi olmadı mı sence? Sırf  bunlar için bile şükretmek için bir nedenin var…

Şimdi mimarlık ofisinde, yeni güzel bir işe imza atmadan önce, koltuğuna yaslan, gözlerini kapat ve önce şükret!...

7 Şubat 2011 Pazartesi

DOKUNMAK


Bir dokunuştur; çoğu zaman yüzündeki gülüşe neden,

Kalbine dokunuştur; içine ferahlık veren,

Düşüncene dokunuştur; herşeyde toz pembe ise görünen,

Tenine dokunuştur; ellerini sıcaktan titreten,

Dünyana dokunuştur; hayatında aydınlıksa artık görünen...


.

26 Kasım 2010 Cuma

AŞK OLSUN...


Olsun... Aşkı yakaladın zannettiysen,

Bir an dudaklarına konmuşsa gülüşün,

Devamı olmasa da, o bir tek anı yakalamak için Aşk olsun!

Bir ömürde kaç kere bu heyecanı yakalarsın?

Bir kere bile yakalasan, bu senin kazancın olsun...

Sabah kalktığında güne merhaba diyebilirsen,

Sağlığın yerinde, keyfin kapındaysa,

Gir günden içeri korkmadan,

Şükür, dilinde tesbihin olsun...
.

8 Kasım 2010 Pazartesi

SONBAHAR'ın GÜZELLİĞİ (Sapanca'da)

Sonbaharı içime çektim orman havasında
Düşen yapraklarını saydım tek tek.
Ama yüzüm gülerek
Bu mevsimin de güzelliğini hissederek.

Her düşen yaprakta, geçen yılları attım,
Her solgun yaprakla, bir hüznü bıraktım.
Canlı olanlara yeşil yeşil bakıp,
Dostumun gülüşüyle, onları içime akıttım.

Bir sigara dumanında, kasveti dışarı üfledim.
Şarap kadehinde, mutluluğu şerefe'ledim.
Gelecekteki güzel günlere kaldırdım kadehi
Çam ormanı kokusunda muhabbeti nefesledim.

Mutluluk İlkbahar'da değil ya da Yaz'da,
Mine'nin içinde ve sevdiklerinin kalbinde.
Masumiyet, samimiyet gerçek sevgide
Sevgi, saygı ile dost; herbirimizin içinde...

(25/10/2010)

5 Eylül 2010 Pazar


(Yeni bir bebek geldi dünyaya bugün ve ilk görenlerin duygularını yazması için hazırlanan defterine ben de aşağıdakileri yazdım. Hoşgeldin, güzel bebiş...)


Merhaba Büşra'cığım ve küçük ...........,

Bugün dünyadaki en kutsal, en güzel duygu olan anneliğin önemini tekrar yaşadım sizinle.

Doğacağını öğrendiğim andan itibaren gelmek istedim yanınıza. Ve o kadar şanslıyım ki; hastaneye varmamdan 5 dk. sonra doğdu bebiş.

İlk görenlerden biriyim; bebişin dünyaya bakışını, henüz el ve ayalarına kan gelmemiş, ortama ayak uydurmaya çalışan pembe-beyaz tenini, işte geldim diyen çığlık sesini belli eden titrek dudaklarını...

Duygu selini yaşayan ailene ağlama diyemedim! Çünkü dünyanın en güzel gözyaşlarını akıtıyorduk hep birlikte.

Sağlıkla dünyaya merhaba diyen yavrucağa, dilimizdeki şükür ve nazar dualarına 'amin' diyordu bu gözyaşları...

Tanımayan gözlerle bakarken camın arkasından, ne kadar değerli bir aileye sahip olduğunu hissediyordur belki de...

Umarım ömrü boyunca Sağlıklı, Sevgi dolu, hayırlı bir evlat olur.

Sen de dönüşü olmayan bir değere sahip oldun bugün. Kalbini büyüttün, olgunlaştın, varlığının değerini arttırdın, çünkü anne oldun!

Kendimden biliyorum ki; bundan sonra sağlığına dikkat etmek, kendine iyi bakmak daha önemli hale geliyor. Çünkü sana ihtiyacı olan bir varlık var kucağında...

İçine sokasın gelir de sarmaya korkarsın, ağlarken kalbin acır da en çare bulucu olursun, bugüne kadar ki bütün acemiliğini unutur, dünyanın en çalışkan, en cesur, en metanetli, en cabbar insanı sen olursun. Yüreğini büyütür büyütürsün de, içine bebişini sığdıramazsın.

Herkese olduğu gibi, sana da çok yakışacak eminim annelik. En iyi şekilde bebeğine bakacağına hiç şüphem yok.

Bugün, hiç aklımdan çıkmayan annelik duygusunu bana yaşattığınız için binlerce teşekkürler sana ve bebeğine...

Allah nazarlardan korusun sizi.

Kendinize iyi bakın, çünkü unutma, sen artık bir annesin!

Sevgi ile,

Mine (Mert'in Annesi).

.

23 Haziran 2010 Çarşamba

YAĞMUR ALDI DERTLERİMİ


Yağmur boşalıyordu sanki bardaktan

Kanlıca'da deniz kenarındaki çardaktan

Felekten bir saat çaldım;

Ne feleğin, ne de kimsenin haberi olmadan.


Kafamı da boşalttım yağmur gibi

Kötü düşüncelerin her birini

Denize karıştılar bugün,

Değerini kaybetmiş inciler gibi.


Sigaranın tadını sevmeyen dilim

Ortağı etti, dumanını dertlerimin

Rüzgarında üfledi nefesim,

Sanki yağmurun tiryakisiydim...


.